Philip Reeve'in Yürüyen Kentler'i tamamen bir yanlış anlaşılma sonucu elime geçmişti. Bir konuşma esnasında Calvino'nun Görünmez Kentler'ini okumak istediğimi söylemiştim, dostlarımdan biri doğum günü hediyesi alırken kitabın tam ismini hatırlayamayınca Yürüyen Kentler'i almış. Biraz mesafeli bakmama rağmen geçenlerde kısa mesafeli bir yolculuk için yanıma aldım; çocuk kitabı gözüyle bakılmaması gerek bence, sağlam ve tekinsiz bire gelecek tasavvuru, rahatlıkla distopya türüne girecek bir eser. Umarım Peter Jackson, sinema uyarlaması için fazla bekletmez bizleri...
Red Kit'in son albümlerinden Red Kit Pinkerton'a Karşı gerçeğe en yakın Red Kit albümlerinden. Amerikan paranoyasının başlangıcı hakkında güzel ipuçları veriyor.
Uzun süredir aradığım bir kitaptı Vişnenin Cinsiyeti. Jeanette Winterson'ının bu kitabını bulamadım ama geçenlerde Fener Bekçisi'ni görünce aldım. Annesinin ölümünden sonra fener bekçisi Pew'le yaşamaya başlayan Gümüş ve hikayeler... Cape Warth'ın kurucusu Dark'ın öyküsü hep bana Dr Jekyll & Mr. Hyde'ı hatırlattı; zaten bir süre sonra hikayeye dahil oldu Stevenson. (Bu sırada Jekyll izlemem tesadüf.) Farklı ve kendini okutan bir kurgu ve dile sahip bir kitap Fener Bekçisi. Fantastik ile gerçeğin iç içe geçtiği hikayede çok eskiden bugüne karakterler ustaca birbirleriyle ilişkilendiriliyor. Kurgunun yanına gerçek karakterleri de ekleyerek onların hikayelerini yeniden yazıyor: Robert L. Stevenson, Darwin, Tristan ve İsolde...
Kitap restoratörü Hanna Heath'ın, savaştan yeni çıkmış Saraybosna'ya antik bir kitap olan Saraybosna Haggadah'ını incelemek için çağrılması ile başlıyor Kitabın Kulları. Kurgu içinde kurgu devam ediyor sonra... Heath'ın kitabı araştırırken bulduğu şarap lekesi, bir beyaz kıl, tuz kristalleri ve kayıp kitap kopçalarından yola çıkarak sondan başa, bugünden düne kitabın hikayesi anlatılıyor. Bu arada Heath'ın araştırmalarından sonra kitabın yazgısı da devam ediyor. Özellikle kitabın hikayesinin anlatıldığı kısmlar daha başarılı anlatılmış ve daha etkileyici. Dün bir arada yaşayan toplulukların nasıl birden düşman kesildiklerinin; engizisyon, dinsel tutuculuk ve şiddet, faşizm farketmeden görüş ve düşüncelerin ismi değişse bile fanatizm ve bağnazlığın nasıl hem insan düşmanlığı hem de kültürel vandalizme yol açtığı. kötü bile olsa bu düşüncelerin zaman, mekan ve milletden bağımsız olarak nasıl evrensel olduklarını farkediliyor. (Kitabın kapağı daha başarılı tasarlanabilirdi.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder