Hakkımda

Fotoğrafım
Türkiye
Unutmamak adına bir AKIL DEFTERİ.

4 Nisan 2011 Pazartesi

Watership Tepesi


Richard Adams'ın bütün dünyada çok satan kitabından çoğu Türk okuru gibi ben de Lost ile haberdar oldum. Aklımın ve defterimin bir köşesine ismini not ettiğim kitabı bir süre baskısı olmadığı için alamadım, aldıktan sonra da; uzun bir süre okunmak için sıra bekledi.

Kitap, bir grup genç tavşanın, psişik güçleri olan Fiver'ın öngörüsüyle kolonilerini terk etmesi ve yeni bir yaşam alanı aramaya başlamalarıyla başlıyor.  Kaçış ve yolculuk kısmı kitabın genel olarak sıkıcı kısımları, tabi kitabın okunurluğunu azaltan etkenlerden biri de uzun süre tavşanlarla muhattap olmak da olabilir. Kaçakların Watership Tepesine ulaşmaları ve sonrasında Efrafa kolonisi ile mücadeleleri, kitabın en heyecanlı ve zevkle okunan kısımları. Efrafa ile mücadele kısımları bir nevi 'saraydan kız kaçırma' gibi. Yeni bir yerleşim yeri bulan grubumuz, soylarının devamını sağlamak isterler; fakat içlerinde hiç dişi yoktur. Bu zorunlulukla General Woundwort'un dikdatörlüğü altında yaşayan (distopik bir dünya olarak da okuyabiliriz) Efrafa Kolonisinden bir grup dişi tavşanı kaçırmak amacıyla sefer düzenliyorlar.

Kitapta, bölümler arasında grubun ozanı olarak görünen Dandelion'un dilinden tavşanların atası El-ahrairah  efsaneleri karşımıza çıkıyor. Aralarda anlatılan bu öykülerin altında dini öğeler kendini belli ediyor. Hristiyanlık öğretileri ve İngiliz söylenceleri tavşanların dünyasına uyarlanarak anlatılıyor.


Kitabı bitirdikten sonra, kitaptan uyarlanan 1978 yapımı çizgi filmi de izledim, kitabın verdiği tadı vermese de zevkliydi.  

Bir ütopyanın peşinde koşan bir grup tavşanın başrolde olduğu kitap, yer yer sıkıcı olsa da yine de eğlenceliydi. Bu arada birkaç şikayetim yok değil; ilki bu kadar macera atlatan grupta hiç bir tavşanın ölmemesi (kitabın aksine çizgi filmde bir kaç karakter ölüyor), ikincisi ise kitabın puntularının küçük ve sıkışık olması. Bir de kitabın başına eklenen bölgenin haritası kitaptan bağımısız olarak ayrı verilse ve kitabı okurken önümüzde açık olsa daha güzel olurdu.

2 yorum:

  1. Kitap bana hiç sıkıcı gelmemişti ama puntolar konusundaki düşüncelerinde yalnız değilsin :D

    YanıtlaSil
  2. Kitap tamamen sıkıcı değildi, çoğu yerde kitaba kendimi kaptırdım. Fakat özellikle ilk kısımlarda kendimi kitaba veremedim, belki de başrolde tavşanların olmasına alışmak uzun sürdü :)

    YanıtlaSil