Hakkımda

Fotoğrafım
Türkiye
Unutmamak adına bir AKIL DEFTERİ.

11 Ekim 2010 Pazartesi

Amerikanomanyaklar


İranlı bir baba ile Rus bir annenin çocuğu olarak Fransa'da yaşayan Serge Rezvani'nin 1970 yılında yazdığı 2000 yılında geçen roman bir distopya örneği sayılabilir.

Cypriuche ve Loupiote yaşları toplamı 148 olan iki yaşlı insan.Bunların tuhaf mı tuhaf bir hastalıkları var: Amerikanomanyaklık. Amerikalı bir denizci görünce dayanamayıp öldürüyorlar. (Önce şunu söylemeliyim ki biz ikimiz de amerikanomanyağız. Bir çeşit kaşıntı gibi bir şey bu bizimki. Tutabilirsen tut kendini. Amerikalı - hart hart hart. Ama sadece Amerikan denizcileri haa!. Tombul kurtçuklar gibi beyazlar içinde bıngıl bıngıl görüverdik mi onları işte o zaman, inanılmaz ama, bize bir haller oluyor. Bunları karanlık bir sokak köşesinde haklamadan edemiyoruz. İçimizi bir şey öylesine kemiriyor...)

İşlerinde o kadar ustalar ki 1950 yılından 2000 yılına kadar 2660 Amerikalı denizci öldürmüşler. Yaşlı ve evsiz olduklarından kimse de onlardan şüphelenmiyor. Öldürme sebeplerini şöyle açıklarlar: (Kendimiz yaşamak için öldürmüyoruz biz. Amerikalı değiliz! Bir inanç için öldürüyoruz. Hah! Kötülük elle tutulur, somut bir şeydir. Evet, kötülük belirsiz, soyut bir şey değildir ki sis gibi, duman gibi dağılıp gitsin. Yo, yoo, kötülük bal gibi ortadadır. Reziller vardır. Kötülük ederek yaşayan insanlar olduğu gibi rezillik içinde yaşayan halklar da vardır. Kanlarını döktükleri cesetlerle beslenen insanlar olduğu gibi başka halkların kanlarıyla yaşayan halklar da vardır. (...) Ellili yıllardan bu yana Loupiote'la ben Amerikanos denizcilerini, yani bu, uluslararası sermayenin paralı askerlerini seçtik ve o gün bu gündür bildiğimiz yolda yürüyoruz. Çünkü Amerikanoslar da elli yıllarından bu yana bildikleri yolda yürümeye devam ediyorlar Amerikanoslar kendilerine çizdikleri yolu değiştirmeyi düşünmediklerine göre biz de kendimize çizdiğimiz yolu değiştirmeyi hiç düşünmedik.)

Kitap, 1970 yılında yazılmasına ve 2000'li yıllarda geçmesine rağmen sanki yeni yazılmış gibi güncel. Günümüz Amerikan politikalarını o günden öngörmüş. Kendi dışında her ulusu potansiyel terörist gören Amerikan paranoyasını, Guantanamo kamplarını bakın o yıllarda nasıl anlatmış: (Ne diyorduk? Evet, dişlerimizi, burnumuzu, çenemizi, parmaklarımızı kırdıktan sonra özür dilediler ve gece olunca bizi kara renkli uçaklarından birine koydular. Kara renkli uçakalr onların yük uçakları. Yalnız geceleri uçuş yapıyor ve dünyanın her yanından, CIA işkence odalarından sağ çıkmış olanları topluyorlar. Evet, evet, böyle... İnanılmaz gelebilri ama durum tıpatıp, böyle... Sonra bu uçaklar nereye mi giderler? Nereye olacak canım, buraya işte; Arizona'ya. Kampın özel bir havaalanı var. Bu havaalanında trafik çok yüklüdür. Durmadan çocuklar iner, uçaklar kalkar. Evet, yük uçakları aralıksız, bütün dünyadan toplanan kadınlarla erkekleri buraya boşaltırlar... Yunanistan'dan, Portekiz'den, Bolivya'dan, Avustralya'dan, İngiltere, Fransa, Almanya'dan... Evet, her yerden... Artık bütün ülkelerin adını sayarsam liste çok uzun olur... Hangi ülkede işkence yoktur ha, sorarım size? evet, düşünüyorum da, hangi ülkede? Perulular da var... Geçen gün tepeleme Perulu dolu bir uçak geldi. Venezuellalılar, Meksikalılar geldi... Yaa, ya. Ne diyorum size, her yerden...)

Amerikan yayılmacılığını ta 1970 yılında öngören kitabı, ütopik romanları seviyorsanız Adalet Ağaoğlu'nun bu güzel çevirisyle okumanız tavsiye ederim.

Künye

Amerikanomanyaklar
Serge Rezvani
Kırmızı Kedi Yayınları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder