Hakkımda

Fotoğrafım
Türkiye
Unutmamak adına bir AKIL DEFTERİ.

17 Ocak 2011 Pazartesi

Filler İçin Su


Sara Gruen'in bu çok satan romanını okuma programımda ileri almamın en önemli sebebi Carnivale oldu. (Kitap da dizi gibi Büyük Buhran dönemi Amerikasını anlatıyor ve kısmen bir sirk/karnaval romanı kıvamında)

Kitap, dediğim gibi 1930'lar Amerikasında geçiyor. İçki yasağı sürmektedir, insanların emeklerinin karşılığını para olmadığı için nasıl alacaklarının peşindedir. Bu bazen fasulye olur bazen yumurta. Ekonomik krizin hüküm sürdüğü zamanlarda veterinerlik okuyan Jakop Jankowski, tam bitirme sınavlarından önce anne ve babasının trafik kazası geçirerek öldüklerini öğrenir. Bunun şokuyla sınavı yarım bırakarak kaçar ve bir sirkte veteriner olarak çalışmaya başlar. Daha sonra ömrü boyunca seveceği ve sadık kalacağı kadınla tanışır bir de aptal diye tabir edilen Rosie adlı fille. Tabi hikayeyi okurken zamanda ileri-geri gidip geliyoruz. Kahramanımız Jakop doksan küsur yaşındadır ve kaldığı huzurevinin karşısında bir sirk kurulunca geçmişi düşünmeye başlar. Yaşlılık psikolojisi ustaca yansıtılmış: Huysuzlukları, pişmanlıkları, korkuları, unutkanlıkları, herşeye rağmen umutları...

Hikaye kendini sıkmadan okutuyor. Sirk hayatının cazibesi ve zorlukları güzel yansıtılmış. kitabın filmi çekiliyor ve 2011 yılında vizyona girecek. Başrollerde Robert Pattinson ve Reese Witherspoon var. Fakat ben kitabı okudukça Jakop rolu için hep zihnimde Edward Norton belirdi. 

Eğlenceli bir hikaye olmasına rağmen Türkiye'de pek tutmadı. Birçok sitenin indirim/kelepir seçeneklerinde ucuza alabilrsiniz. 

"Doksan yaşındayım. Ya da doksan üç. İkisinden biri.
Beş yaşındayken yaşınızı günü gününe bilirsiniz. Yirmilerinizdeyken de bilirsiniz. Yirmi üç yaşındayım, dersiniz, ya da yirmi yedi. Ama otuzlarınıza geldiğiniz de acayip bir şeyler olur. İlk başta belli belirsiz bir hıçkırık, bir anlık bir kararsızlık gibidir. Kaç yaşındasın? ee, ben - güven dolu bir sesle başlar, sonra durusunuz. Otuz üç diyecek gibi olursunuz, ama değilsinizdir. Otuz beşsinizdir. Sonra bir rahatsızlık duyarsınız, çünkü bunun sonun başlangıcı olduğunu düşünürsünüz. Öyledir tabii, ancak bunu kabullenmeniz yıllar sürer." (syf. 17)

"Yaş korkunç bir hırsız. Tam hayata dört elle sarılmışken bacaklarınızı altınızdan çekip sırtınızı kamburlaştırır(...)" (syf.26)

3 yorum:

  1. Sevdim ben bu kitabı. Basit bi aşk hikâyesi değildi bence. Rosie çok tatlı bir de. Vee kitabın sonuna eklediği yazarın notu. Olayı aydınlığa kavuşturdu gözümde. Demek ki dedim, "her şey gerçekmiş.."

    Şimdi merakla filmini bekliyorum!
    Al Amca ve Aguie'yi yüzümü ekşiterek izlemek, Walter ve Camel için en sıcak gözyaşlarımı dökmek için..

    YanıtlaSil
  2. Kesinlikle bende sevdim kitabı. Gayet eğlenceli bir hikayeydi.

    Umarım kitabı okurken zihnimde canlandırdığım gibi bir film yapmışlardır. Malum bazen uyarlamalar kitapla aynı lezzeti vermiyor.

    YanıtlaSil
  3. Filmin setinden fotograflar gayet güzeldi. Ben de pek bi yakıştırdım Jakop'a Robert Pattison'u. Hani beceriksiz, biraz korkak, henüz hayat karşısında pişmemiş bir hali vardı ya. Yalnız Aguie'yi keşke de Sean Penn oynasaymış. Tam rolünün adamı, hem seven, hem döven cinsten (:

    YanıtlaSil